Bakan Güler: “İlk etapta İdlib çevresindeki kamplarda kalan Suriyelilerin dönüşleri organize edilecek, ardından Türkiye’de yaşayan Suriyelilerin dönüşü için çalışmalar yapılacaktır”

ve SİHA teknolojileriyle ön plana çıkan Türk savunma sektörünün dünya çapında kabul gören ürünler ile ihracat gelirlerinde önemli bir artış sağladığını belirten Savunma Bakanı Yaşar Güler, Türkiye’nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da silahlı kuvvetlere sahip olmayanlara teknoloji ve sistem satışı için önemli bir ülke haline geldiğini ifade etti.

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, TBMM Genel Kurulu’nda yapılan 2025 Merkezi Yönetim Bütçe ve 2023 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerinde yer aldı. Güler, Türk savunma ve havacılık sektörünün gelmiş olduğu noktanın oldukça önemli olduğunu vurguladı. Özellikle 2002 yılında sadece 62 savunma projesinin yürütüldüğü ve dışa bağımlılık oranının yüzde 80 olduğu belirtilerek, gelinen noktada yerlilik oranının yüzde 80’e çıktığı ve proje sayısının da bin 132’ye yükseldiği paylaşıldı. Aynı zamanda savunma ve havacılık sektörünün ihracat gelirlerinin de 2002 yılına oranla büyük bir artış gösterdiği ve 2023 yılında 5.5 milyar dolara yükseldiği belirtildi.

Bakan Güler, Türkiye’nin aynı zamanda ihraç edilen ürün çeşidinde de büyük bir artış elde ettiğine dikkat çekti. Türkiye’nin ihraç ettiği ürün sayısının 230’a yükseldiği ve bu ürünlerin 185 ülkeye ihraç edildiği paylaşıldı. Ayrıca Türk savunma sektörünün küresel bir oyuncu haline geldiği ve ürünlerinin dünya çapında kabul gördüğü belirtildi.

Bakan Güler, 2024 yılında hayata geçirilen uzay, hava, kara, deniz ve elektronik AR-GE projelerinin önemine değindi. Türk savunma sanayisinin önemli projelerinden olan Milli Muharip Uçağı Kaan, Hürjet, Gökbey helikopterleri gibi projelerin yanı sıra İHA ve SİHA teknolojilerinin de geliştirilmesine devam edildiği bilgisini paylaştı. Ayrıca Türkiye’nin son dönemde Suriyeli sığınmacıların geri dönmeleri adına yaptığı planlardan bahsedildi ve bu konuda önemli adımlar atıldığı belirtildi. Türkiye’nin kuzey bölgelerinde güvenli bölgelerin sağlanması amacıyla askeri ve diplomatik adımların atıldığı ifade edildi. Türkiye’nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da silahlı kuvvetlere sahip olmayan ülkelere teknoloji ve sistem satışı için önemli bir ülke haline geldiği de vurgulandı.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*