p eğitiminin gerektirdiği şartlar gereği bu programların maliyeti de yüksek olup, öğrenim ücretleri de bunun hesaba katılması gereken önemli bir unsur olarak öne çıkmaktadır. Bu kapsamda vakıf yükseköğretim kurumlarının tıp fakültelerinin alt yapı (fiziki ve teknik) değerlendirmeleri için bir çalışma başlattık. Kurumlarımız ile ortak yürütmeyi planladığımız taban ve üst yüzeylerinin incelemesi dahil, yerinde incelenmesi gereken bir takım konuların tespit edilmesi ve denetim ekibinin oluşturulmasına başladık.”
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar, “Akademik personel sayısındaki yetersizlik, vakıf yükseköğretim kurumlarının karşı karşıya olduğu en önemli sorunlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır” dedi.
TOBB Türkiye Yükseköğretim Meclisi İstişare Toplantısı, YÖK Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Toplantıda YÖK ile üniversiteler arasındaki işbirliğe dikkat çekildi. Vakıf üniversitelerindeki teknik, fiziki ve akademik problemler de toplantıda masaya yatırıldı.
“Vakıf üniversitelerin sorunu akademik personel sayısındaki yetersizlik”
Toplantıya katılan YÖK Başkanı Erol Özvar, konuşmasında, “Elimizdeki verilere göre akademik personel sayısındaki yetersizlik, vakıf yükseköğretim kurumlarının karşı karşıya olduğu en önemli sorunlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır” ifadesini kullandı.
YÖK’ün her bir program için gerekli asgari akademik personel sayısını itinayla belirlediğini ifade eden Özvar, “Eğitim öğretim faaliyetlerinin sağlıklı yürütülmesi, ilgili programın yetkinlik ve kazanımlarının alanından hocalar tarafından öğrencilere verilmesi, eğitim süreçlerinin kalitesi ve sürdürülebilirliği bakımından önem arz etmektedir” diye konuştu.
“Öğretim elemanlarının başkaca kurumlarda SGK kaydının bulunduğu dikkat çekici verilerdir”
Özvar, akademik programlardaki öğretim elamanı sayısının ve uzmanlık alanının önemini vurgulayarak, “Kurulumuz tarafından belirlenen asgari öğretim elemanı sayısının bazı programlarda sağlanmadığı, öğretim elemanlarının verdikleri derslerle uzmanlık alanlarının uyumlu olmadığı veya vakıf yükseköğretim kurumlarında tam zamanlı çalışan öğretim elemanlarının aynı zamanda başkaca kurumlarda SGK kaydının bulunduğu gibi tespitler kayıtlara geçmiş dikkat çekici verilerdir” şeklinde konuştu.
Özvar, vakıf yükseköğretim kurumlarının akademik personel eksikliğini muhakkak doldurması gerektiğinin de altını çizerek, bu konuda gerekli tedbirlerin ivedilikle alınması gerektiğini belirtti.
“Vakıf üniversitelerinde görev yapan akademisyenlerin devlet üniversitelerindeki akademisyenlerin maaşlarından az olmamalı”
YÖK Başkanı Özvar, vakıf üniversitelerinde akademisyenlerin aldığı ücretlere işaret ederek, “Bilindiği üzere, vakıf üniversitelerinde görev yapan akademisyenlerin ücretlerinin, 2547 sayılı Kanun’un ek 8. maddesi uyarınca, devlet üniversitelerinde aynı unvanda çalışan akademisyenlerin maaşlarından az olmaması gerekmektedir. Akademik personelin maaşları ve diğer haklarının zamanında ve eksiksiz bir şekilde ödenmesi hem kurumsal itibar hem de eğitimin kalitesi açısından hayati önemi haizdir. Bu konuda gerekli hassasiyetin gösterilmesini beklediğimizi ve konuyu dikkatle takip edeceğimizi bir kez daha ifade etmek isterim.”
“Karşılaştığımız sorunlardan biri öğrenim ücretlerine yapılan yüksek oranlı zamlar”
Özvar, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Başkanlığımıza yapılan başvurular ve gerçekleştirilen denetimlerde, sıklıkla karşılaştığımız sorunlardan birini de öğrenim ücretlerine yapılan yüksek oranlı zamlar oluşturmaktadır.
Zaman içinde maliyet artışları yaşandığı ve bunun vakıf yükseköğretim kurumları üzerinde bir baskı oluşturduğu bilinmekte. Fakat, vakıf yükseköğretim kurumlarının kar amacı güdemeyeceklerine ilişkin mevzuat düzenlenmesi de dikkate alındığında, bu maliyetlerin üniversite yönetimlerince verilen taahhütlere güvenerek tercihte bulunan öğrencilere yüklenmesi eğitim-öğretimin sürdürülebilirliği ve kurumlarının güvenirliliği gibi ilkeleri olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle öğrencilerin mağdur edilmemesi hepimizin birinci önceliği olmalıdır.”
“Tıp fakültelerinde denetim”
Tıp fakültelerindeki fiziki ve teknik gereksinimlerin tartışma konusu olduğunu belirten Özvar, şunları kaydetti:
“Tıp fakülteleri yükseköğretim sistemimizin en önemli bileşenlerinden biridir. Hali hazırda 32 vakıf üniversitemiz bünyesinde aktif tıp programı bulunmaktadır. Tıp eğitiminin gerektirdiği şartlar gereği bu programların maliyeti yüksek olup, öğrenim ücretleri de bunun hesaba katılması gereken önemli bir unsur olarak öne çıkmaktadır. Bu kapsamda vakıf yükseköğretim kurumlarının tıp fakültelerinin alt yapı (fiziki ve teknik) değerlendirmeleri için bir çalışma başlattık. Kurumlarımız ile ortak yürütmeyi planladığımız taban ve üst yüzeylerinin incelemesi dahil, yerinde incelenmesi gereken bir takım konuların tespit edilmesi ve denetim ekibinin oluşturulmasına başladık.”
Bir yanıt bırakın